ANKARA – CHP İstanbul Milletvekili Erdoğan Toprak, sporda şiddetin önlenmesi adı altında çıkartılan yasanın iktidarın yandaş banka patronlarına fon aktarma aracına dönüştürüldüğünü belirterek, “Sözde Sporda Şiddetin Önlenmesi yasasıyla önce taraftarlar fişlendi. Milyonlarca taraftara Passolig kartı için hesap açtırıp-kredi kartı alma mecburiyeti getirilerek iktidara yakın banka ve patronu ihya edildi” dedi.
Ankaragücü Başkanı Faruk Koca’nın hakem Halil Umut Meler’i yumruklaması üzerine sporda şiddetin önlenmesi yasasının yeterliliği tartışma konusu oldu.
Adalet Bakanı Yılmaz Tunç da Sporda Şiddet ve Düzensizliğin Önlenmesine Dair Kanun’da birtakım ihtiyaçlar olduğunu tespit ettiklerini, konunun taraflarıyla görüşüp hazırlanan taslağı milletvekillerinin takdirine sunacaklarını söyledi.
57. Hükümette Spordan Sorumlu Devlet Bakanı olarak görev almış olan CHP Milletvekili Erdoğan Toprak haftalık değerlendirme raporunda son yaşanan sporda şiddet olayıyla ilgili açıklamada bulundu, “Süper Lig’de FIFA kokartlı hakemin sahada darp edildiği şiddetin altında sporu, sporcuyu, kulüpleri, federasyonları siyasi emellerine malzeme yapan ve sporun rantından nemalanan zihniyet yatmaktadır. Sporda şiddetin önlenmesi adı altında çıkartılan yasa, iktidarın yandaş banka patronlarına fon aktarma aracına dönüştürüldü!” dedi
Türkiye’nin, Süper Lig maçında Avrupa ve dünya klasmanındaki FIFA kokartlı hakeminin sahada kulüp başkanı tarafından darp edilmesiyle ülke ve dünya manşetlerine taşındığını söyleyen Toprak, Futbolda kulüp ve Türkiye Futbol Federasyonu (TFF) yönetiminden taraftar derneklerine, yayın haklarına, transferlere varana kadar planlı bir şekilde siyaset eliyle bugünkü zeminin altyapısının hazırlandığını söyledi.
Sürecin 1994 yerel yönetimler sürecinde partili belediyelerin futbol-spor kulüpleri kurarak liglere müdahil olması ile başladığını savunan Toprak şunları söyledi:
“2002’de AK Parti iktidara geldikten sonra federasyon seçimlerine siyasi müdahalelerle özerklik yok edildi. Federasyonlarda partili başkanlar göreve getirildi. Madalya ticareti ve yaygın dopingler, devşirme sporcularla başarı istismarı tırmandırıldı. Türkiye’de en yaygın spor futbolda ise tek adamlığın otoriter erki; Saray’da sonucu belirlenen tek adaylı seçimlerle TFF Başkanı atamaya, kurulları dizayn etmeye kadar varan süreci kontrolüne aldı. Ankaragücü olayında görüldüğü gibi süper lig ve alt liglerdeki pek çok kulüp başkanı iktidarın aile yakınları, AKP Yöneticisi, eski AKP’li vekil, Belediye Başkanı vb. oluşuyor. TFF Başkanları iktidar müteahhitleri, iş insanları, AKP zenginlerinden seçiliyor. Maçların naklen yayın hakları TFF’nin açtığı göstermelik ihaleyle iktidarın işaret ettiği Katarlı şirkete veriliyor. Dolar artarken Katarlı yayıncı kuruluş kuru sabitleyip ligin marka değerini düşürüyor. Kulüplerin en önemli gelir kaynağını kısıtlıyor. Sözde Sporda Şiddetin Önlenmesi yasasıyla önce taraftarlar fişlendi. Milyonlarca taraftara Passolig kartı için hesap açtırıp-kredi kartı alma mecburiyeti getirilerek iktidara yakın banka ve patronu ihya edildi. Sırtını iktidara dayayan kulüpler, yöneticiler pervasızlığı zirveye çıkarttılar. 2017 anayasa referandumunda milli futbolcuların iktidarın ‘evet’ kampanyasında rol aldığı anımsandığında, bugün sahte fonda milyonlarca dolar dolandırılan futbolcuların paralarını kurtarmak için neden Saray’a, Cumhurbaşkanına giderek ricacı oldukları daha iyi anlaşılır. Tüm bunlar spordan siyasi-ekonomik-ticari rant devşirmenin ulaştığı boyutların göstergesi.”
Erdoğan Toprak, siyaset spordan elini çekmedikçe, federasyonlar özerkleşmedikçe, kulüpler borç batağından kurtulup iktidara yaranmak zorunda kalmaktan kurtulamadıkça, sporda cezasızlık ve siyasi korumacılık son bulmadıkça ülke sporunun ayağa kalkmasının, saygınlık kazanmasının, marka değerinin büyümesinin zor göründüğünü söyledi.